7- ZİNA HADDİ (YANİ
CEzASI) NIN BEYANI BABI
Zina kelimesinin Şer-i Şerifteki
manasını açıklamayı uygun buldum. Çünkü halk arasındaki kullanılış yeri ayrıdır.
Şöyle ki; evli bir erkeğin bir kadınla veya evli bir kadının bir erkekle
nikahsız olarak cinsel ilişkide bulunmalarına zina denilir.
Evli olmayan erkek ile kadının
birleşmesine veya evli erkeğin genel ev kadını gibi kötü yoldaki bir kadınla
birleşmesine fuhuş denilir, zina denilmez. Halbuki yüce dinimize göre bunların
hepsine Zina denilir. Bunun içindir ki fıkıh alimleri Zina'yı şöyle tarif
etmişlerdir: Zina: Şer'i nikah, mülkiyet ve benzeri olmaksızın erginlik çağına
varmış ve deli olmayan bir erkeğin şehvet duyulacak yaşa varmış bir kız -
kadınla cinsel ilişkide bulunmasıdır. Bu tarif zina cezasının uygulanmasına
esas olan tariftir. Çünkü gelecek babta rivayet edilen hadislerde görüleceği
üzere erkeğin erkekle veya hayvanla birleşmesi gibi gayr-i meşru bir çok
fiiller de büyük günahlık açısından zina hükmündedir.
حدّثنا
أَبُو بَكْرِ
بْنُ أبِي
شَيْبَةَ وَهِشَامُ
بْنُ عمَّارٍ
وَمحمد بْنُ
الصَّبَّاحِ،
قَالُوا: ثنا
سُفْيَانُ
بنُ عُيَيْنَةَ،
عَنِ
الزُّهْرِيِّ،
عَنْ
عُبَيْدِ اللهِ
بنِ عَبْد
اللهِ، عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ
وَزَيْدِ بنِ
خَالِدٍ وَشِبْلٍ؛
قَالُوا:
كُنَّا
عِنْدَ
رَسُول اللهِ
صلى الله عليه
وسلم.
فَأَتَاهُ
رَجُلٌ فَقَالَ:
أَنْشُدُكَ
اللهَ لَمَّا
قَضَيْتَ بَيْننَا
بِكِتَابِ
اللهِ.
فَقَالَ
خَصْمُهُ،
وَكَانَ
أَفْقَهَ
مِنْهُ :
اقْضِ
بَيْنَنَا
بِكتَابِ
اللهِ.وَائْذَنْ
لِي حَتَّى
أَقُولَ. قَالَ:
((قُلْ)) قال:
إِنَّ ابْنِي
كَانَ
عَسِيفَاً
عَلَى هذا.
وَإِنَّهُ
زَنَى
بِامْرَأَتِهِ.
فَافْتَدَيْتُ
مِنْهُ
بِمَائَةِ
شَاةٍ وَخَادِمٍ.
فَسَأَلْتُ
رِجَالاً
مِنْ أهْلِ العِلْمِ.
فَأُخْبِرْتُ
أَنَّ عَلَى
ابْنِي جَلَدَ
مِائَةٍ
وَتَغْرِيبُ
عَامٍ.وَأَنَّ،
عَلَى
امءرَأَةِ
هذَا،
الرَّجْمَ.
فَقَالَ رَسُولُ
اللهِ صلى
الله عليه
وسلم:
((والَّذي
نَفٍسِي
بِيَدِهِ!
لأَقْضِيَنَّ
بينكُمَا
بِكِتَابِ
اللهِ.
المِائَةُ
الشَّاةُ
وَالخَادِمُ
رَدٌّ
عَلَيْكَ. وَعَلَى
ابْنِكَ
جَلْدُ مِائَةٍ
وَتَغْرِيبُ
عَامٍ.وَاغْدُ
يَا أُنَيْسُ!
عَلَى
امْرَأَةِ
هَذَا. فَإِنِ
اعْتَرَفَتْ،
فَارْجُمْهَا)).
قَالَ
هِشَامٌ:
فَغَدَا
عَلَيْهَا،
فَاعْتَرَفَتْ،
فَرَجَمَهَا.
Ebu Hureyre, Zeyd
bin Halid ve Şibl (r.anhum)'dan rivayet edildiğine göre (bu üç sahabî) şöyle
demişlerdir: Biz Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında idik.
(Bedevilerden) bir adam (hasmı ile birlikte) geldi ve Resûl-i Ekrem (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e: (Ya Resûîallah), Allah'a yemin ederek Allah'ın kitabı ile
aramızda hüküm etmeni diliyorum, (Benimle hasmın arasında sulh yoluyla değil de
Allah'ın hükmü ile hüküm etmedikçe bu dileğimde ısrar edeceğim), dedi. Hasmı
daha dirayetli ve edebli idi. O da: (Ya Resûîallah) aramızda Allah'ın kitabı
ile hükmet ve bana izin ver ki (durumu) arzedeyim, dedi. Resul-i Ekrem
(Sallallahu Aleyhi ve Seliem) de (buna hitaben): «Söyle», buyurdu. Bunun
üzerine söz verilen hasım (yani ikinci kişi): Benim oğlum bunun yanında işçi
idi ve bunun karısı ile zina etmiş. Bu nedenle ben (bu adama) yüz koyun ve bir
hadim (cariye) vererek oğlumu kurtardım. Sonra ben ilim ehlinden birkaç adama
sordum. (Henüz bekar olan) oğluma yüz değnek had (cezası) ve bir yıl sürgün, bu
adamın karısına da recm'in gerektiği bana haber verildi, dedi. Bundan sonra
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): «Hayatım, elinde olan (Allah) a yemin
ederim ki, şüphesiz ben, aranızda Allah'ın kitabı (yani hükmü) ile
hükmedeceğim: Verdiğin yüz koyun ve hadim sana iade olunur. Oğluna da yüz
değnek vurmak ve bir yıl sürgün gerekir» buyurdu. (Sonra sahabilerden Uneys'e
de): «Ya Uneys bu (bedevi) nin karısına git. Eğer (isnad edilen suçu) itiraf
ederse onu recmet», buyurdu.
(Ravî Hişam
demiştir ki: Sonra Uneys kadına gitti. Kadın da itiraf etti. Uneys de kadını
recmetti,
AÇIKLAMA: 2550’de